Midyat

Midyat Tarihçesi


Midyat’la ilgili ilk yazılı bilgiler M.Ö 13.Yüzyıla kadar uzanır. Asur kralları için ele geçirilerek talan edilecek bir bölgedir. II. Aşurnasipal M.Ö. 879 yılında gururla: ’Matiate’yi (=Midyat) ve köylerini buyruğum altına soktum. Bol ganimet edinip, onları yüklü haraca ve vergiye bağladım’ der. Midyat bölgesi, tarih boyunca bu türden olaylarla sıkça karşı karşıya kalır. Midyat dünyanın en eski yerleşim bölgesi olan Yukarı Mezopotamya’da yer aldığı için tarih boyunca Sümerler, Asurlular, Urartular, Makedonyalılar, Persler ve Romalılar gibi bir çok uygarlığın egemenliğine sahne olmuştur.

Midyat’ın İslam egemenliği altına girmesi M.S 640 yılında, Hz. Ömer dönemine rastlar. Daha sonra bölgeye yine müslüman olan Emevi ve Abbasiler egemen olmuştur. Özellikle Abbasilerin yöreye hakim olmasıyla birlikte bölgede çok geniş bir imar hareketi başlamıştır. Midyat köylerinin büyük bir kısmı Abbasilerin en parlak dönemini yaşadığı Sultan Harun Reşit zamanında kurulmuştur.

Bir Anadolu Türk beyliği olan Artukoğulları beyliği döneminde, Deyrizbin (Acırlı) beyleri, Artukoğulları beyliğinin egemenliğine girmiştir. 1810 yılında ilçe olan Midyat, 1890 yılında belediye teşkilatına kavuşmuştur. Belediye teşkilatı derken sizlere tüm Midyatlıların bildiği daha 1960’lı yıllarda belki de (elimde kesin veriler olmadığı için) Türkiye’nin ilk Bayan Belediye Başkanı tarafından yönetilme eşitliği ve hoşgörü başarısını gösterdiğini vurgulamadan geçmenin, ilçe halkına haksızlık olacağı inancındayım.

1997 yılı genel nüfus sayımları sonuçlarına göre Midyat merkezin nüfusu 61.378 olarak tesbit edilmiştir. Estel ve Eski Midyat olarak bilinen ve birbirlerine 3 km. uzaklıktaki iki ayrı yerleşim yeri ve dokuz mahalleden oluşan Midyat’ın arazisi çıplak ve sert görünüşlü, kumlu, killi kalkerli kapalı derin vadi ve tepeler şeklindedir. Karasal iklimin hakim olduğu Midyat’ta yağışlar genellikle ilkbahar ve sonbahar mevsimlerinde görülür. Bitki örtüsü step şeklinde meşeliklerdir.

Geçmişten günümüze Midyat insanı geçim kaynağını çiftçilik, hayvan yetiştiriciliği ve el sanatları oluşturmuştur. Midyat’ın geleneksel el sanatları taş işlemeciliği, gümüş işlemeciliği (Telkari), bakırcılık, kilim dokuma, kumaş boyama, çömlekçilik, kuyumculuk günümüzde önemini koruyor. Son yıllarda talebinde büyük artış gözlenen gümüş işlemeciliği yurt dışında da kendine pazar bulabiliyor. Eski Midyat’ta yan yana dizilmiş 25 kadar küçük atölyede, gümüş geleneksel işleme ve tamamıyla el emeğiyle işlenerek, yüzük, gerdanlık, vazo, kemer, anahtarlık, çay kaşığı ve bardak altı gibi aksesuarlara dönüştürülerek ülkemizde ve yurtdışına satışa sunulmaktadır. Midyat’ın aslında çok eski geçmişe sahip olup günümüzde tekrar rağbet gören diğer bir sanatı olan taş işlemeciliği, Kaymakamlık tarafından açılan atölyede hizmet vermektedir.

Midyatın Sosyal Yapısı

Dinlerin (Yezidi,Hristiyan ,Müslüman) ve Dillerin {Türkce, Kürtçe, Arapça(Yerel adıyla Mıhellemice),Süryanice } buluşma noktası” Midyat;MÖ IX. yy Asur tabletlerinde Matiate olarak tanimlanir. “Matiate” Aramice/Süryani bir isim ve “Köyüm”, “Vatanim”, demektir. Asur krali II. Assur Nasirpal Tur Abdin’in Aramileri talen ettikten sonra, bu savasin tarihi tableler yazilmistir. Midyat’taki ilk Süryani hırıstiyanlar da mağaralarda yaşardı. Midyat tarih boyunca birçok kere kusatılıp talan edilmiştir. Son olarak Birinci Dünya Savaşı’nın karanlık günlerinde, “Ferman” yilinda, kasaba sakinlerinin üçte ikisi yaşamını kaybetmiştir. Ancak 1930 yılından sonra kasaba yeniden canlanmış: Kiliseler, evler ve bazi mekanlar onarilmistir. Ondan sonra yerlesim duzeni zamanla oturmaya baslamıştır. İlcenin deniz seviyesinden yuksekligi 1070 metredir. Mardin ilinin en geniş ve nüfus bakımından en kalabalik ilcelerinden biridir. İlceye bagli 43 köy ve mezra bulunmaktadir.Midyatta Kürtler,Suryaniler ve Mihalmi(araplar) yaşar,üç dil ve üç din vardır Midyatta.Bunlar Kürtçe,Arapça,Suryanice dilleri,Müslümanlık,Hiristiyanlık ve Yezidilik Dinleridir.Bu nedenle Midyata Diller ve Dinler Şehri deriz.
Süryanilerin milllatan önceki tarihleri, eski Mezopotamya’da yaşayan uluslarin tarihidir. Süryani halkının kökleri de eski Mezopotamya’nin en eski tarihsel dönemine kadar inip orada kaybolmaktadır.
Yukari Mezopotamya’nin yazili tarih evresi yalnız Asurlular baslar. M.ö. 3000’lerde Sumerin kuzeyinde yer alan Asurlular ve Akkadlar, Firat’in orta kesiminde, çok sayida bagimsiz site devletleri kurmuslardir. Buradaki halk, Sumerlere benzeyen bir kabileden oluşmaktadir. Bu kabile, bir Sami dili olan Asurca ve Akadça konuşuyordu. Yani Asurlular, Hititler ve Akkad’ın Samileri batıdan gelmislerdi.
İki yerleşim biriminden oluşan, dinlerin ve dillerin birleşme noktası, “Gelen ağlar giden ağlar” sloganı ile adeta özdeşleşen Midyat Güneydoğu Anadolu Bölgesinin en gelişmiş İlçelerinden biridir. 1990’lı yıllardan itibaren okur yazarlık oranında büyük bir ilerleme yaşanmıştır.Geçim kaynağı tarım ve hayvancılıktır. 2000 li yıllardan itibaren İlçede çekilen Dizi Film ve Sinema Prodüksiyonları sayesinde unutulmakta olan “Telkari” (Gümüş İşleme) sanatında büyük gelişme yaşanarak bu sanat tekrar canlanmakta olup endütsri haline getirilmeye çalışılmaktadır. Bu çalışmalar iç ve dış turizmin gelişmesine de katkı sağlamıştır. Midyat’a özgü mimarisi olan ve adını yine Midyat’tan alan “Midyat Evleri”ni süsleyen “Taş İşleme Sanatı (Katori)” da ayrı bir önem taşımaktadır.

Kaynak: midyattv.blogspot.com

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder